AnasayfaAnasayfa  AramaArama  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  
Son Konular
Konu
Tarih
Yazan
kod dnm
bina puanları kod
Seyir Defteri.
Ders Sistemi ve Alımlar
Passive
Lucinda Queen
Kurt Adam Klan Alımları
Sorularınız
Sorunlarınız
Gizemmli_kız
Ptsi Şub. 22, 2016 12:57 pm
Ptsi Şub. 22, 2016 12:11 pm
C.tesi Ocak 30, 2016 11:21 pm
C.tesi Ocak 30, 2016 11:20 pm
Paz Ocak 24, 2016 5:59 pm
Perş. Nis. 11, 2013 3:25 pm
Perş. Nis. 11, 2013 3:01 pm
C.tesi Ekim 13, 2012 9:50 pm
C.tesi Ekim 13, 2012 9:33 pm
Çarş. Tem. 11, 2012 9:15 am












Paylaş
 

 Quincey.

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Quincey Campbell

V. Sınıf Çaylak V. Sınıf Çaylak
Quincey Campbell



Mesaj Sayısı : 4

Karakter Kartı
Rp Puanı:
Quincey. Left_bar_bleue86/100Quincey. Empty_bar_bleue  (86/100)

Quincey. Empty
MesajKonu: Quincey.   Quincey. EmptyPerş. Ağus. 04, 2011 7:58 am

    Belki bir rüya aleminde yüzüyor olmalıydı kuğu gibi ya da belki bir kuş olup uçabilirdi gökyüzünde süzülerek… Mutlu olduğu işte o zaman kendini ele verirdi rüyalarında da.. Ama ancak üç saat uyuyabilmiş, sabahın köründe uyanmıştı. Yerinden doğrulduğu gibi yatağından kalkma gereği duymadan baş ucunda bulunan tüy kalemine sarılmıştı hemen. Bir aşk falı bakmak uğruna kalemini ziyan edecekti, ama ne önemi vardı ki. Arkadaşı Hannah ise bir üstteki yatak da yatıyordu bulunduğu ranzanın. Yukie falının sonlarına doğru gelmek üzereyken, Hannah gerinerek uykusundan uyanmış, her gece yaptığı gibi yatağından doğrulup başını ovalamaya başlamıştı. Hala kolunda duran saatine baktı saat yediyi gösteriyordu. Ranzanın bir altında bulunan Yukie’nin bir şeyler mırıldandığını işitti. Hemen başını ranzadan aşağıya sarkıttı onu görebilmek için. Yukie ise bağdaş kurup yatağında oturmuş elindeki tüy kalemi tek tek yolmakla meşguldü. Bir yandan da her bir koparışında kendi kendine mırıldanıyordu.

    “Gidiyorum. Gitmiyorum. Gidiyorum Gitmiyorum. … Gidiyorum!” Hannah’ın suratında kocaman hain bir sırıtma belirdi. “Nereye gidecekmişsin bakayım?” Yukie olduğu yerde aniden sıçrayıverdi. “Bir sabah da bu şekilde beni korkutmasan ölürsün değil mi?” Arkadaşı üst ranzadan hızla atlayarak Yukie’nin yatağına oturuvermişti bu sırada. Onu iki omzundan sıkıca kavrayarak kendine doğru çekti. “Sen de bir sabah da benim yüzümden bu kadar korkmasan olmaz değil mi ? .. Bakıyorum da, artık hep sabahları erken uyanıyorsun. Yatakhaneden çıkmadan önce saatlerce ne giyeceğini düşünüyorsun. Ayrıca, ne zaman görsem dalgınsın, sorularıma sürekli geç cevap veriyorsun. Yoksa biri mi var ha ? ” Yukie hemen Hannah’nın ellerini kendi omuzlarından çekerek ayağa kalktı. “Yok öyle bir şey. Hem beni meşgul etme, bir yere gitmem gerekiyor.” Hannah ise, Yukie’nin arkasına doğru yaklaştı ve usulca kulağına doğru fısıldadı. “İşte tam ben de sana bu konuyu soruyordum. Nereye gidiyorsun? Bir randevun mu var yoksa? Seni tüy kalemi falı baktıracak kadar kararsızlığa iten bir buluşma anlaşılan.” Hannah bunları söyledikten sonra elindeki tüy kalemine bakarak kıkırdamaya başladı. Yukie ise tekrar geveze arkadaşına dönerek elindeki yolunmuş tüy kalemini kaptı. Hiçbir şey söylemedi bu sefer. Saat bu kadar erken olsa bile giyinmeye başladı. Uzun çoraplarının üzerine dizlerine kadar inen pileli eteğini, eteğinin üzerine ise beyaz boğazlı kazağını giydikten sonra serbest bırakmış olduğu saçlarını tarayıp kurdaleyi andıran bir toka takmakla yetindi. Kaşlarına kadar inmiş olan kehküllerine dokunmadı bile. Kırmızı montunu üzerine geçirirken, Hannah’nın aynı renkteki çantası aklına geldi. Bakışlarını umutsuzca arkadaşına kaydırdı.

    “Hannah! Hani senin şu küçük kırmızı çantan vardı ya!” “Eee, nolmuş? .. Ha, anladım, montuna uygun olsun diye onu benden ödünç almak istiyorsun. Erkek arkadaşının karşısında daha şık görünmek açısından yani. ” Hannah çantasını almak için dolabına doğru ilerlerken Yukie kekeleyerek bir şeyler mırıldandı. “Ha-hayır ya-yanılıyorsun. Sadece Hogsmeade’a gidip biraz alış veriş yapmam gerekiyor o kadar.” Hannah duymamazlıktan gelirken Yukie teşekkür ederek arkadaşından aldığı çantanın uzayıp gideyen kolunu hızlıca tek bir omzuna geçirmekle yetindi. Hannah ise Yukie’yi farklı bir tarza iten bu gence olan merakına yenik düşerek onu gizlice takip etmeye karar verdi. Bir an müstakbel eniştesinin tipi hakkında soru soracaktı ki Yukie’ye kendini ele vermemek için çenesini tutup onu izlemeyi sürdürdü. Onu hiç bu kadar uzun aynaya bakarken görmemişti. Yukie hazırlanırken o da pijamalarını değiştirmekle yetindi. Daha sonra onun ses çıkarmayacak derecede yavaş adımlarla ortak salona indiğini fark etti, peşinden fark ettirmeden yürümeye koyuldu. Hannah; Yukie’nin sabahın bu erken vaktinde ortak salonda en ücra köşedeki koltuklardan birinin arkasına anlamsızca gizlenmesine hiçbir anlam verememişti doğrusu. Birinden gizlendiği belliydi, fakat sorun şu ki ortalıkta biri[!] yoktu. Hannah da sakince ve çaktırmadan uygun bir yere gizlenip Yukie’nin anlamsız davranışlarını gözetlemeyi sürdürdü. Yukie ise erkekler yatakhanesinden ortak salonun çıkışına kadar gelen ayak seslerine kulak vermeye çalıştı. Bu Akira’ydı. Sonunda çıkabilmişti. Saat sekiz buçuğu gösterirken, Yukie bir buçuk saatini hazırlanmaya vermiş olduğunu fark etti. Akira’nın ortak salondan çıkışına emin olduktan sonra, birkaç dakika kadar daha beklemeye karar verdi. Hemen kendisinin de onun ardından çıkması yakalanmasına sebep olabilirdi. Birkaç dakika daha bekledikten sonra ağır adımlarda o da ortak salondan çıkmıştı. Ve tabi bir dedektif misali Hannah da onun gerisinden…

    ~

    Hogsmeade sokaklarında ilerlerken kendi çapında Japonca bir şarkı mırıldanmayı ihmal etmedi. Ve o adımlarını sürdürürken sevgililerin burada en çok nerelerde takılabileceğini hayal etti. Ya da Akira’nın… onu nerede bekleyebileceğini. Çünkü son dakikalarda onun izini kaybetmişti. Kendini ele vermemeye çalışırken bu sıralarda Akira’nın önce onu fark edeceğinden endişe ediyordu. Üç Süpürge’de olabileceğini düşünüp onun hemen karşısındaki aktarın yanında dikilmeye başladı. Gözleri ile Üç Süpürge’nin içini bu mesafeden görmesi mümkün olamayacaktı. Hemen aktarın diğer köşesine geçti, burası sokağa daha dönük bir taraftı. Ve Üç Süpürge’nin içini şimdi daha rahat görebilecekti. Bir anda ona çarpan bir kız Yukie’nin boş bir anından yararlanıp kolundaki çantayı kapmıştı. Hırsız kız koşmasını sürdürürken Yukie kolunda çantasının olmadığını anladığı anda çığlığı koparması ile kızın peşinde koşması bir oldu. Yukie sokak boyunca koşarken farkında olmadan Akira’nın omzuna çarpmıştı. Özür dilemek zaman kaybıydı ve Yukie arkasına bakmadan koşmasını sürdürdü. Ama artık nefesinin tükenmeye başladığını ve bacaklarının tutmadığını fark etti. Koşması artık hızlı küçük adımlar halini almıştı. Koşarken çok çabuk yorulan birisiydi ve çok koştuğu zamanlarda da başı dönerdi. Yukie son anda bir şeyin bu kızı engellediğini fark etti. Ondan önce koşup kıza yetişen birisi. Koşarken onu geçen bir siluet olduğunu hatırlamıştı. Bu Akira’ydı ve şuanda hırsızın kaçmasını engellemek için büyü yapmıştı. "Protean" Akira’nın sesi adeta Yukie’nin kulaklarında çınladı. Hırsız kızın kaçmasını engellemek amacıyla bir sürü süpürge gelip kızın önünü kapamıştı şimdi. Çevredekiler iser şaşkınlıkla olanları izlemekle meşguldü. Akira’nın son anda yolladığı büyü ile kız iyice kıpırdayamaz hale gelmişti. Kafasına onlarca süpürge darbesi alan hırsızın halini gördüğünde elini ağzına götürüp kıkırdamaya başladı. Gerçekten bu haliyle çok gülünç görünüyordu. Çevrede bu olaydan nasibini almış bir çok kişi isyan ederken fark etmeden hırsızın son hamlesini başarı ile yaparak ellerinden kurtulduğunu fark etti. Yukie’nin şu anda tek düşündüğü şey arkadaşının çantası olmuştu. Elini umutsuzca başına doğru götürmüş ne yapacağını kara kara düşünürken Akira’nın sesiyle kendine geldi. "Sanırım yeni bir çantaya ihtiyacın var. İçinde önemli bir şey var mıydı?" Gözlerini umutsuzca Akira’dan çekerek eliyle başını kaşıma moduna girdi. Bu hareketi genelde yaptığı şeylerden pişmanlık duyduğunda yapardı. Şimdi de arkadaşından o çantayı almış olduğu için defalarca pişmanlık duyuyordu. “Ano..* Aslında o çanta benim değil bir arkadaşımındı.”

    Yukie gözlerini Akira’dan tekrar kaçırdığı anda kendisine doğru yaklaşan bir siluet fark etti. Bu Hannah’nın ta kendisiydi. Ama nasıl? Onu nasıl bulabilmişti? Hannah’nın bir şeylerden şüphelenmiş olduğu en başta belliydi zaten. Kendisine birisiyle buluşmaya gittiği konusunda defalarca soru sormasından anlamalıydı. Fakat şimdi… Eğer Akira’yı da fark ederse Hannah onun Akira ile buluşmak için gitmiş olduğunu sanacaktı. Aslında bu zannı gerçek olacaktı. Fakat Yukie aslında bu gerçeği henüz kabullenebilmiş değildi. Hannah kalabalığın içinden bir gruba karışıp Yukie’yi yeterince göremez olduğunda aslında arkadaşının kendisini takip etmediğini düşündü. Eğer kendisini en baştan beri takip etseydi onu şimdiye kadar fark etmiş olurdu. Akira Yukie’nin belli bir noktaya telaşla bakmasından etkilenmiş olacak ki o da Yukie’nin gözlerini diktiği noktaya bakmak için arkasına dönmüştü. Fakat tam o sırada birkaç metre uzakta da olsa Hannah’nın gözleri bu tarafa kaymayı başarmıştı. Yukie ise arkadaşı Hannah’nın Akira’yı fark etmemesi için Hannah gözlerini onlara çevirir çevirmez aynı anda bir hamle yapıp Akira’yı kolundan tuttuğu gibi kendine doğru çekti. Fakat hızını bir an ayarlayamamıştı, bu nedenle Akira’nın yüzünün kendi yüzüyle birleşmesine engel olamadı, ve tabi onun dudaklarının kendi dudaklarına değmesine de…

    Bir müddet… Sessizlik! Tik taklar arasında geçen küçük beş saniye… Sadece beş saniye sonra Yukie kapalı olan göz kapaklarını açıverdi ve o anda suratını Akira’nınkinden uzaklaştırıp geriye doğru kaydırdı. Akira’nın kendine gelen gözlerine baktı. Bir şey diyemedi. Konuşmak düşüncesi aklına gelmişken dili şu sırada tutuldu, adeta gözleri konuşur olmuştu. Yukie etrafına bakınmaya çalışırken gördüğü tanıdık bir silüet ile kendine geldi. “Ah! Bu Zoey değil mi?” Bu kız da nerden çıkmıştı şimdi. Yukie arkadaşı Zoey’nin ne kadar şom ağızlı olduğunu çok iyi biliyordu ve onu burada Akira ile birlikte fark etmemesi gerekirdi. Aniden aklına bir fikir geldi. Akira’yi oyalayıp gözünü Zoey’e kaydırmasını engellemek için bayılma taklidi yapma fikri. Eliyle alnını sıvazladı gözlerini kaydırarak. “Ah! Başım! Sanırım ben…” Başını tutamıyormuş gibi yaparak Akira’nın omzuna düşürdü. Akira’nın endişesini artırmak amacıyla kapalı olan gözlerini onun görebileceği şekliyle omzuna yapışmıştı. Fakat Akira’nın anında sendeleyen vücuduna yenik düşerek ani bir hareketle ona tutundu. Bu pek de iyi bir bayılma taklidi sayılmazdı doğrusu. Fakat yine de başı ağrıdığı için kendini kötü hissediyormuş gibi yapacaktı. Tek gözünü kısarak Akira’nın şaşkın bakışları arasında yavaşça açtığında rolune kaldığı yerden devam etti. “Başım.. Başım çatlayacak gibi.. Karnım aç, sabahtan beri bir şey yiyemedim sanırım bu yüzden.” Parmağını kaldırıp en yakın restoranı işaret etti. Bildiği kadarıyla buraya gençlerden pek katılım olmuyordu, bu yüzden o restorana girmenin gizlenmek için iyi bir seçim olduğunu düşündü. “Hadi şu restorana gidelim, bana bir şeyler ısmarla, açlıktan ölüyorum.” Akira’yı dinlememezlikten gelip onu restorana doğru iteklerken konuyu değiştirmemeye kararlıydı. “Acaba Uzakdoğu yemekleri de veriyorlar mıdır? Senin bu konu hakkında bir bilgin var mı?” Akira’nın suratını görebilmek için onun sağına geçti ve başını yukarıya kaldırdı. “Bu kadar uzun boylu olduğunu fark etmemişim.”
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Dan McCarthy

V. Sınıf Çaylak | K.Ç. Lideri V. Sınıf Çaylak | K.Ç. Lideri
Dan McCarthy



Mesaj Sayısı : 200
Nerden : Antalya
İş/Hobiler : Basket,Rp ve Başak ( En büyük hobim =) )

Karakter Kartı
Rp Puanı:
Quincey. Left_bar_bleue100/100Quincey. Empty_bar_bleue  (100/100)

Quincey. Empty
MesajKonu: Geri: Quincey.   Quincey. EmptyPerş. Ağus. 04, 2011 9:45 am

İkinci satırında " Ama ancak " kullanmışsın ikisi de aynı anlama geliyor. On ikinci satırda " olmaz değil mi ? .. " buradaki yazım yanlışına dikkat çekerim. Noktalama işaretlerinin kendi aralarında ve soruyla arasında boşluk var. İkinci uyarımı dikkate al. Yaptığın yanlıştan birkaç tane daha var. Onun harici pek bir yanlış göremiyorum. Güzel yazıyorsun. Akıcı bir anlatımın var. Puanın 86. İyi Rpler.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 

Quincey.

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: büyücülere dair :: Seçim Bölgesi :: Puanlama Merkezi-