AnasayfaAnasayfa  AramaArama  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  
Son Konular
Konu
Tarih
Yazan
kod dnm
bina puanları kod
Seyir Defteri.
Ders Sistemi ve Alımlar
Passive
Lucinda Queen
Kurt Adam Klan Alımları
Sorularınız
Sorunlarınız
Gizemmli_kız
Ptsi Şub. 22, 2016 12:57 pm
Ptsi Şub. 22, 2016 12:11 pm
C.tesi Ocak 30, 2016 11:21 pm
C.tesi Ocak 30, 2016 11:20 pm
Paz Ocak 24, 2016 5:59 pm
Perş. Nis. 11, 2013 3:25 pm
Perş. Nis. 11, 2013 3:01 pm
C.tesi Ekim 13, 2012 9:50 pm
C.tesi Ekim 13, 2012 9:33 pm
Çarş. Tem. 11, 2012 9:15 am












Paylaş
 

 Bunlar hep olur.

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Carmella Decartius

V. Sınıf Çaylak | Karanlık Kız V. Sınıf Çaylak | Karanlık Kız
Carmella Decartius



Mesaj Sayısı : 311
Nerden : Transilvanya.
İş/Hobiler : İşi gücü ruhlar.

Karakter Kartı
Rp Puanı:
Bunlar hep olur. Left_bar_bleue100/100Bunlar hep olur. Empty_bar_bleue  (100/100)

Bunlar hep olur. Empty
MesajKonu: Bunlar hep olur.   Bunlar hep olur. EmptyPaz Ağus. 21, 2011 1:22 pm

    Bunlar hep olur. 38xBunlar hep olur. 81311EW-16
    Margeaux & Carmella
    Gece yarısından yaklaşık bir buçuk saat sonra.

    Ne olursan ol, mucizeler her zaman vardır.

‘Cennetin kıyısında bir meltem,
Dünyaya doğru esiyor.
Ve ölümü yenen ruhlar,
Dünyaya geri dönüyor.’

Ailesinin yaptığı ayinlerin katılabildiği kadarında öğrenmişti bu ilahiyi. Daha sonralarda işine yarayabileceği fikri çok uçuk geliyordu o zamanlar. Şimdi ise kendisini rahatlatmak için bu ilahiyi fısıldıyordu geceye. Gece kendisiyle ve ruhlarla bütündü sanki. Bu yüzden bütün Spiritüalist ayinleri gece yapılırdı. Işıktan uzakta; ruhlar huzurluydu. Aynı kendisi gibi. Kız, derin bir nefes aldı ve oturdu soğuk mermerde ayaklarını önce kendine doğru geçti, daha sonra bağdaş kurdu. Derin, sakin nefesler alırken bir yandan da önünde duran küçük muma odaklanmaya çalışıyordu. Rüzgârın sesini hoş bir melodi olarak algılıyordu. Dikkatini ateşin sıcaklığına ve ufaklığına odaklamıştı tamamen. Ateşi görebiliyordu, sıcaklığını hissedebiliyordu, havadaki yeni pişen ekmeklerin kokusunu alabiliyordu, rüzgârı duyabiliyordu ancak bunları tamamen altıncı hissiyle yapıyordu. İlahinin geri kalanı da dudaklarından dökülürken aldığı son derin nefesi de soğuk havaya veriyordu.
‘İşte bunun için kutlama yapıyoruz biz.
Bunun için söylüyoruz şarkımızı coşkuyla.
Ey ölüm! Ne oldu senin verdiğin acıya?
Ey kabir! Ne oldu senin başarına?’

Son iki cümlenin coşkusuyla ateşin sıcaklığının biraz daha arttığını hissetmişti kız. Gözlerini yavaşça açtığında ise gördüğü manzara karşısında yaptığı tek şey gülümsemek olmuştu. Az önceki küçük ateş şimdi büyümüş, büyümüş; yaklaşık üç katı kadar olmuştu. Sıcaklığını biraz daha hissetmek adına iki elini de ateşin üzerinden geçirdi Carmella. Her zamanki gibi başarmanın verdiği bir ukalalık da vardı üzerinde. Gecenin bu vakti buralarda kimse olmayacağından dolayı rahat davranıyordu. Hem, yaptığı şeyi neredeyse herkes yapabilirdi. Alnındaki –henüz- içi boş hilali de saklamıştı; bu yüzden kimse bir şey anlamayacaktı. Derin bir nefes aldı ve yavaş, yavaş güçsüzleşen ateşi nefesini ona doğru vererek söndürdü. Son yarım saattir uğraştığı şeyi tek nefeste söndürmüş olması ne kadar da ironikti aslında. Genelde böyle oluyordu zaten: Bir şey için bir sürü uğraş verirsin ve sonra hepsi tek bir nefeste söner. Çaylaklık da böyleydi aslında. Altıncı sınıfta olup dönüşümü reddeden çaylakları biliyordu kız. Hepsi şu anda huzursuz ve biraz da sinirli bir şekilde okulda dolanıyorlardı. Belki de onlara yardım çemberi kurmalıydı kızlarla. Çok sevilen biri değildi gerçi, kabul ederler miydi, bilmiyordu. Yine de bir şekilde onlara yardım etmek istiyordu. Derin bir iç çekti ve az önce kurduğu bağdaşı çözüp ayaklarını uzattı. Yerde, saat kulelerinin ortasındaki meydanda oturuyordu. Yerdeki taşların rahatsızlığı şu anda umurumda değildi. Badem rengi gözlerinin ortasına yerleştirilen opal, karanlığın etkisiyle iyice büyümüş bir şekilde etrafını izliyordu. Az ilerdeki çöp kutusundaki birkaç kedi dışında dışarıda hiçbir canlı belirtisi yoktu. Hayatı boyunca karanlık bir odaya tek başına tıkılan birine göre fazla sabırlı bir kızdı. Yalnızlıktan rahatsız olmuyordu. İnce parmaklarını bir an köpek dişlerinin üzerinde gezdirdi. Törpülenmiş olmasına rağmen birkaç güne nasıl uzadığını hatırladığında kendi kendine kıkırdadı. Bir çaylak için fazla uzunlardı. Bir an dişlerinin sızladığını hissetti. Kan nöbeti geçireceği zaman genelde böyle hissederdi ancak, şimdi, bu mümkün değildi. Etraftaki titreşimlerin değiştiğini fark etmeye başlamıştı. Muhtemelen biri ya da bir şey yaklaşıyordu. Oturduğu yerden kalktı, az önce yaktığı mumu iki elinin arasına alıp beklemeye başladı. Bir siluet görebiliyordu ancak etrafındaki auranın parlaklığından yüzünü göremiyordu. Mavinin yoğunluğu ve bu muhteşem renk tonuna bakarak kim olduğunu anlayabilmişti nihayet kız. Yüzüne rahatlamış bir ifade yerleştirerek hafifçe gülümsedi ve kendisine yaklaşan arkadaşına karşı sıcak bir sesle konuşmaya başladı.
‘Margeaux, seni bu saatte, burada görmek… Oldukça şaşırtıcı doğrusu.’
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 

Bunlar hep olur.

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Oklahoma :: Oklahoma City :: Saat Kuleleri-