AnasayfaAnasayfa  AramaArama  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  
Son Konular
Konu
Tarih
Yazan
kod dnm
bina puanları kod
Seyir Defteri.
Ders Sistemi ve Alımlar
Passive
Lucinda Queen
Kurt Adam Klan Alımları
Sorularınız
Sorunlarınız
Gizemmli_kız
Ptsi Şub. 22, 2016 12:57 pm
Ptsi Şub. 22, 2016 12:11 pm
C.tesi Ocak 30, 2016 11:21 pm
C.tesi Ocak 30, 2016 11:20 pm
Paz Ocak 24, 2016 5:59 pm
Perş. Nis. 11, 2013 3:25 pm
Perş. Nis. 11, 2013 3:01 pm
C.tesi Ekim 13, 2012 9:50 pm
C.tesi Ekim 13, 2012 9:33 pm
Çarş. Tem. 11, 2012 9:15 am












Paylaş
 

 Gilda Nicholls

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Gilda Nicholls

V. Sınıf Çaylak V. Sınıf Çaylak
avatar



Mesaj Sayısı : 4

Karakter Kartı
Rp Puanı:
Gilda Nicholls Left_bar_bleue89/100Gilda Nicholls Empty_bar_bleue  (89/100)

Gilda Nicholls Empty
MesajKonu: Gilda Nicholls   Gilda Nicholls EmptyÇarş. Ağus. 03, 2011 2:13 pm

    Kız, sonuna kadar açılmış camın önünde oturuyordu. Minik mutfak masasının bir kenarında dadısı oturuyor, artık işaret ve baş parmağının kenarlarının sararmasına sebep olan sigarasını tüttürüyordu. Dumanı güçlü bir nefesle pencereden dışarıya üflemekten başka birşey için ağzını açmıyordu. Pencerenin dışarısında, birkaç erik, kiraz ve elma ağacı vardı. Tabii bu ağaçların yaprakları diğer meşe, söğütler gibi sararıp yerlere dökülmüş, kocaman ve güçlü dalları çıplak bırakmışlardı. Kız, pencereden içeri girip saçlarını dağıtan rüzgara öfkelenerek masadan kalktı ve içeri, alona doğru yürüdü. Aslında, tek öfkesi tabii ki suçsuz rüzgara değil, olanlaraydı. Henüz, onbeş yaşındaydı. Hogwarts'a gidiyordu ve beşinci sınıftaydı. Her Noel tatilinde olduğu gibi eve dönmüştü fakat her daim dolu olan evi bomboş bulunca küplere binmişti. Ailesine bağlıydı, onlarında kendisine bağlı olduğunu biliyordu. En azından öyle sanıyordu. Her tatilde büyükbabası ve annesi, halaları, teyzeleri, dayıları, amcaları, kuzenleri, ve tabii anne ve babası bu büyük şatoda toplanır, yemek odasındaki devasa antika masada gerçek anlamda bir ziyafet çeker, yılda bir kez olsun tüm bireyleriyle bir araya gelirlerdi. Yılın diğer günlerinde bu imkansızdı. Çünkü çoğu Wenona, yaptıkları önemli işler yüzünden yurtdışında olur, hepsi İngiltere'de olsada illaki bir kaçı şehir dışında olurdu. Kız, elbisesinin beline sarılı kuşağı çekiştirerek oynamaya başladı. Bunu özellike yaptırmıştı, noel için tabii ki. Zümrüt yeşili elbise ayaklarına kadar uzanıyordu. Yakası kare şeklinde, kısmen bembeyaz bğrını açıkta bırakıyordu. Kolları omzundan bolca dökülüp bir kaç santim aşağıya kadar iniyordu yanlızca. Belinde ise, daha koyu yeşil bir kuşak bağlıydı. Elbise hareket ettikçe ışığı yansıtan, fakat ipek yada saten denilemeyecek, daha sade, özel bir kumaştan yapılmıştı. Tabii bu görüntü için üzerine bir çok büyü uygulanmıştı. Jenella, büyükannesini ve büyükbabasını sevindirmek için, ve tabii kendiside kolyeye bayıldığı için, açıkta kalan boynuna onlardan hediye olan ağır, pahalı, elbisesiyle aynı renkte gerçek bir zümrüt taşına takılı gümüş zincir kolyeyi takmıştı. Açık saçları öğrendiği bir büyü sayesinde her hareketinde bakımlı olduğu bağıran parıltılarla dalgalanıyordu. Bembeyaz yüzünde, dadısının özenle yaptığı makyaj vardı. Pembe bir allık yanaklarını renklendiriyor, daha koyu, pembeden çok kırmızıya yakın bir ruj dudaklarını belirginleştiriyordu. Neşeli görünmesi gerekirken Jenella, kaşlarını çatarak dışarıya güçlüce bir nefes verdi. Dadısı farketmiş olacakki, kalkmış, arkasından ilerliyordu. Jenella durmadan, salona kadar yürüdü görkemli koridorda. İçerisi pahalı antika mobilyalarla döşenmişti. Oymalı sehpahalarda, yerlerde, vitrinlerde, dört bir yanda süslü şamdanlara yerleştirilmiş mumlar salonu ışıl ışıl, büyülü bir mekana çevirmişlerdi adeta. Yanan şömine tüm bu mumlarla beraber göz kamaştırmasının yanında salonu rahatlatan bir sıcaklıkla sarmıştı. Jenella sakinleşmeye çalışarak ilerledi, tam olarak şöminenin önüne yerleştirilmiş, şarap rengi kumaşıyla göz alıcı koltuğa çöktü. Omuzları düşmüş, suratı asılmıştı. Pes etmiş gibi bir hali vardı.
    " Kimse gelemeyecek, değil mi Madam Grosvenor? "
    dedi uzun süredir konuşmadığından çatlayan bir sesle. Aynı zamanda bu çatlaklık, ona her an ağlayacakmış gibi bir hava veriyordu. Dadısı, ses çıkarmadan önünden geçti, arkasında bıraktığı sigara kokan rüzgar yerdeki bir kaç mumun ve şöminenin alevini titreştirdi. Kadın, biraz ilerideki koltuğa oturmuştu. Onun üzerinde de noel için diktirilmiş koyu kırmızı, şık bir elbise vardı. Fakat yüzünde gıdım makyaj olmadığından mıdır bilinmez, yorgun yüzü, onu olduğundan en az beş sene daha yaşlı gösteriyordu. Gözlerini mor halkalar sarmış, göz altlarından torbalar pörtlemiş ve yanakları sarkmıştı. Kurumuş dudaklarını ısırdı, sonra özenle topuz yapılmış saçını bir yokladı. Konuşup konuşmamak arasında kalmış gibiydi. Jenella'nın kalp atışları hızland. Gelmeyecekler demekde ne vardı Tanrı aşkına? Bir an önce söyleseydide ona bu yersiz heyecanı yaşatmasaydı.
    " Sanırım gelmeyecekler Bayan Jenella. "
    dedi kadın o alışıldık Fransız aknasıyla. Sesi bolca içtiği sigara yüzünden çatlak çatlaktı. Ama bunun yanında, huzursuz bir tını vardı konuşmasında. Kadın sağ eliyle dizlerini ovmaya başladı. Huzursuz huzursuz sürekli dudaklarını dişliyor, öne arkaya sallanıyor, iç çekip duruyordu. Evet, ortada kötü bir durum vardı ama neydi bu? Yoksa? Birine bir şey mi olmuştu? Jenella Hogwarts'a başladı başlayalı herşeyi geç öğrenir olmuştu. Oysa ki eskiden aile içinde olan herşey herkes ile paylaşılır, beraber üzülünür yada beraber sevinilirdi. Halasının iki düşük yaptığını, dayısının işinden olduğunu, teyzesinin zorlu bir hastalığa yakandığı birer, ikişer sene gecikmeyde öğrendiğini hatırladı. Yine mi bir güçlük vardı? Gözlerini dadısından kaçırarak, sanki ona bakmadan sorarsa kötü cevabı almayacakmış gibi, gözlerini alevlere dikti.
    " Birinin başına bir kötülük mü geldi? Merlin aşkına Camille, ne biliyorsan söyle lütfen! Beni daha fazla bekletme, biliyorsun ki yakın gelecekte öğreneceğim. Bırakta, şimdi öğreneyim, bu süre boyunca kendi kendimi yiyip bitirmek istemiyorum. Kalbim yoruldu. "
    dedi aceleci bir mırıltıyla. Dadısına ismiyle değil soyadıyla hitap edilmesi öğretilerek büyümüştü ve herhalde, ikinci defa olacak ki onu ismiyle çağırmıştı. Farkına sonradan vardı ona Camille dediğini, endişeden ne dediğini biliyor muydu ki? Dadısı ise bunun farkına varmamış gibiydi. Aynı halde sallanıp duruyor, küçülen gözleriyle bir kıza bir arkasına dönüp dönüp pencereden dışarı bakıyordu. Artık kesindi birine birşey olduğu, eğer olmasa kadın atılıp büyüttüğü kızı kucaklar, saçlarını okşar ve sakin olmasını, birşey olmadığını söylerdi. Ama hiçbir girişimde bulunmamış, oturmaya devam ediyordu. Jenella ağlayacak gibi bir hıçkırıkla hafifçe sallandı fakat elini ağzına bastırarak kendini durdurdu. Kızaran mavi gözleri iyice büyümüştü, yanlızca ateşe bakıyordu. Aklına en kötüleri geliyordu çünkü. Annesi ve babası.
    " Ah, bayan Jenelle, s'il vous plaît, calmez-vous!* "
    diye bağırdı kızın hıçkırığını duyunca yaşlı kadın. Yerinden kalkıp Jenella'nın yanına geldi, dizlerinin üzerine çöktü. Kızın ağzını kapamadığı diğer elini sıkıca tuttu ve başını iki yana sallayarak Fransızca birşeyler sayıklamaya başladı. Jenella, Fransızca öğrenerek büyümüştü fakat bu sayıklamalardan hiçbir şey çıkaramıyordu. Kelimeler kadının ağzının içinde yuvarlanıyor, tamamıyla dışarı çıkmıyorlardı sanki. Bu böyle devam ederken mutfaktan bir gürültü geldi; güçlü rüzgar pencereyi güçle kapamış olmalıydı. Sanki duruma uymak ister gibi, güçlüden bir yağmurda başladı. Gökyüzü sanki bir kaç saniye içerisinde kararıvermiş, gün geceye dönmüştü. Jenella daha fazla dayanamayarak elini ağzından çekti ve istem dışı bir hıçkırık daha koyuverdi.
    " Lütfen söyleyin Camille. "
    Bu hitap, üç olmuştu. Ama dadısı bir uyarıda bulunmadı. Gözleri ateşe dikili kıza üzgünce bakıp burnunu çekti. Elini daha sıkı tuttu.
    " Annenin bir vampir tarafından ısırıldı. Babanız ise onu korumak için dövüşürken, hayatını kaybetti. Anneniz bakımda, lakin bir vampire dönüşmediği halde, oda hayatını kaybedecek. "
    Daima alıştırarak kötü haberleri veren kadın, sigara yüzünden hırıldayan ciğerlerini nefes nefese bırakacak kadar hızla söylemişti tüm bunları. Jenella, önce hiçbir tepki vermedi. Gerçek olabilir miydi sanki tüm bunlar? Tabii olmazdı! Bunca kötülük, bunca aksilik. Hepsi kendi zavallı anne babasının başına gelmiş olamazdı ya? Yanlış haberdi bu, tabii. Aniden gülerek başını kaldırınca ağlayan dadısıyla yüzyüze geldi. Kızın gülümsediğini gören kadın daha şiddetli ağlamaya başladı. Kıza sarıldı, saçlarını okşuyordu. Jenella ise başını iki yana salladı.
    " Hayır, hayır Madam Grosvenor. Söylediklerinizde bir yanlışlık olmalı, bunlar olmuş olamaz. "
    Adeta gülerek söylemişti bunları kız. Dadı, güçle hıçkırdı ve hırıltılı bir nefes aldı.
    " Üzgünüm Bayan Jenella. Cenazeleri yarın yapılacak. Bugün değil fakat yarın, tüm Wenonaları bir arada görebileceksiniz. "

    *s'il vous plaît, calmez-vous: lütfen sakin olun.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Carmella Decartius

V. Sınıf Çaylak | Karanlık Kız V. Sınıf Çaylak | Karanlık Kız
Carmella Decartius



Mesaj Sayısı : 311
Nerden : Transilvanya.
İş/Hobiler : İşi gücü ruhlar.

Karakter Kartı
Rp Puanı:
Gilda Nicholls Left_bar_bleue100/100Gilda Nicholls Empty_bar_bleue  (100/100)

Gilda Nicholls Empty
MesajKonu: Geri: Gilda Nicholls   Gilda Nicholls EmptyÇarş. Ağus. 03, 2011 2:19 pm

Seksen dokuz.
Çok fazla yazım hatası olan bir rp. Bazı harfler eksik yazılmış, bazıları birleşik yazılmış, bazı ekler kelimelerle birleştirilmiş. Betimlemeler fena değildi, kurgu güzeldi. Yazım hataların dışında rp'nde bir kusur göremedim.
İyi RP'ler!
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 

Gilda Nicholls

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: büyücülere dair :: Seçim Bölgesi :: Puanlama Merkezi-